Konuya bir medya organındaki köşe yazarının yaşadıklarından alıntı yaparak başlıyoruz.
Bu bağlamda, sözkonusu düzenlemeyi örneklendirerek ele almış olacağız.
İsteğimiz; yazımızı sonuna kadar okumanız...
İşte o yazı :
"Yıllar önce internet ile ilgili bir sıkıntı yaşadım.
Bir internet sitesi tarafından son derece çirkin bir saldırıya uğradım. Yazılanlar, dehşet verici ve gerçeklerle taban tabana zıttı.
Amaç, şahsımı toplum önünde küçük düşürmekti.
Önce "acaba ne yapabilirim" diye araştırdım. Yapılabilecek hiçbir şey yoktu. Tek çare hukuki yollara başvurmaktı.
Ben de gösterilen yoldan ilerlemeye başladım…
Önce, ilgili siteye ihtarname çektik. O çirkin ifadeleri yayından kaldırmasını istedik. Hiç oralı olmadılar, kıllarını bile kıpırdatmadılar. Bir 10-15 gün böyle geçti.
Yasal süreleri bekledikten sonra, Asliye Hukuk Mahkemesi'ne "tespit için" başvurduk. O "tespit" dedikleri de öyle zor işmiş ki göbeğimiz çatladı. Mahkeme bir "bilirkişi" tayin etti. Dosya o bilirkişiye gönderildi. Biz de beklemeye başladık.
Baktım ki hiçbir haber yok. Bilirkişinin telefonunu bulup kendisini aradım. Ama aramaz olaydım! "Sen kimsin, beni nasıl ararsın?" türünden garip bir tepkiyle karşılaştım.
Aradan yine bir 10-15 gün geçti. Bilirkişi raporunu hazırladı. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi'ne verdi.
Ama bitmedi…
Bu defa içeriğin yayından kaldırılması ve tekzip yayımlanması için Sulh Ceza Mahkemesi'ne gitmemiz gerektiği bildirildi. Bir dilekçe yazdık; ekine "bilirkişi" tarafından yapılan "tespiti" ekleyip, Sulh Ceza Mahkemesi'ne verdik. Hakim Bey'in dosyayı incelemesi yine günlerce sürdü.
En sonunda "haklısın" denildi. Mahkeme kararının ilgili tarafa tebliği de belli bir süre aldı. Aradan aylar geçti. Bu sürede iftira, hakaret ve husumet dolu o ifadeler yayında kaldı.
Ne oldu, kim kazandı? Tabii ki, interneti çirkin amaçları için alabildiğine kullananlar! Mahkeme kararı, atı alan Üsküdar'ı geçtikten sonra çıktı!"
Yeni düzenlemeyle bu sistem değişiyor. Özel hayatının gizliliğini ihlal edenler ile haysiyet cellatlığı yapanlar, artık anında engellenecek. TİB Başkanı, gereken durumlarda hemen harekete geçerek, içeriği yayından kaldırabilecek.
Yani daha hızlı ve etkin bir müdahale mekanizması oluşmuş olacak. Önceden bir sürü kademeden oluşan kişilik hakkı koruma mücadelesi, şimdi bilirkişi'ye direkt yetki verilmesi olarak algılanabilir.
"İnternetimiz yasaklanıyor!" "artık internete giremeyeceğiz!" gibi söylemlerin yerli olup olmadığını düzenlemeden sonraki dönemlerde tecrübe edeceğiz. Beşir Atalay, konuyla ilgili yaptığı açıklamada :
"Düzenlemeyle yapılan şu; özel hayatın gizliliğinin temini ve kişilik haklarının korunması" diyen Atalay, şöyle devam etti:
"Katiyen özgürlüklerle ilgili bir şey, bir sansür yok. İnternet vericisinin bütün yayınına sansür, yasak falan yok. Sadece o sayfa, kişiyle ilgili, kişinin itiraz ettiği, şikayet ettiği, kendisiyle ilgili arzu etmediği o husus... Burada şöyle bir şey, sanki internete sansür geliyor... Kişiler keşke bunu bir okusalar... Anayasa'nın 20. Maddesi'nde, Türk Ceza Kanunu'nun 134. Maddesi'nde yer alan kişinin özel hayatının korunması, bireyi koruyan... Ben, bunu tam bir insan hakları uygulaması ve tedbiri olarak görüyorum."
görüşlerinize aynen katılıyorum.yeni düzenleme ile umarız ki bu hantal işleyiş ortadan kalkar.
YanıtlaSilTeşekkür ederiz. Bizim de isteğimiz ve beklentimiz bu yönde...
Silya tamam herşeyi anladım iyi güzel hoş da bu internetten bişey indirme yasağı nası bişey neleri indirmek yasak bilen yokmu
YanıtlaSil